15 Ekim 2012 Pazartesi

UYUSUN DA BÜYÜSÜN


NİNNİ...
Eskiden her resmî beyanın ya başına ya sonuna bir cümle ilave edilirdi:
“Türkiye, demokratik, laik sosyal hukuk devletidir...”
Türk’üm, doğruyum, çalışkanım.. Yasam: Küçüklerimi sevmek, büyüklerimi saymaktır, andının büyükler için düşünülmüş yahut hazırlanmış versiyonu gibiydi.
And değil de bir nevi ninni..Danalar girmiş bostana..
Oysa bu ülke ne demokratikti, ne laikti ne de hukuk devletiydi.
Farkında mısınız birkaç senedir demokratik.. hukuk vs. lafları edilmiyor.
Hukuk lafını duyunca insanların eli ayağı karışıyor.
Hani Diyarbakır’da bir pankartın sağ ucundan tutan beraat etmişti, sol ucundan tutan 8 yıla mahkum olmuştu ya..Hukuk kelimesini duyduğum anda o pankartı taşıyanları hatırlıyorum.
İki ayrı mahkeme.. arada uçurumlar olan takdir hakkı..Adalet böyle bir şey olabilir mi?
Bir de köşe kapmaca oynar gibi tutuklama kararları, itirazlar, kararı bozmalar, sonra tekrar tutuklama, tekrar itiraz, tahliye.. Sonra bir daha tutuklama..Bu arada hastane hastane dolaşmalar..Önce hasta, sonra taburcu, sonra bir daha hasta, sonra bir daha taburcu..Adalet öyle değilse böyle bir şey olabilir mi?
.....
Diyorlar ki, bütün bu olup bitenler organize hareket. Kurumlara yeni bir şekil vermek için kamuoyu nezdinde itibar kaybına uğratılıyor, “eee, artık buraları da elden geçirmek şart olmuş” dedirtiliyor..El atmaya ya da müdahaleye zemin hazırlanıyor.
Kim yapıyor bu işi?
İma edildiği gibi düşünelim ve düşmanlarımız, diyelim.
Peki dostlarımız ne iş yapıyor?
Onlar Zeytinburnu Ağır Bakım Lojmanlarına temizlik için giden kadınları fişliyor:
Nizamiye raporlarında var:
“Temizlik için filanın evine geldikleri öğrenilen iki kadın durduruldu. Başörtülerinin ilke ve inkılaplara uygun olmadığı görüldü. İlke ve inkılaplara uygun şekilde bağlatılıp içeri alındı.”
...
Asimetrik düşmanlığa karşı simetrik mücadele böyle yapılıyor herhalde.
Kov bostancı danayı, yemesin lahanayı.
25.08.2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder